Ankara Üniversitesi Üreme Sağlığı Teşhis,Tedavi, Eğitim, Araştırma ve Hizmet Merkezi
Polikistik Over Sendromu (PKOS) Nedir?
Kesin sebebi bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülür. Örneğin aile öyküsü olan veya tip 2 diyabeti bulunan kadınlarda PKOS görülme riski daha yüksektir. PKOS aynı zamanda kronik bir durumdur ve tam bir tedavisi yoktur.
Tedavide amaç, mevcut belirtileri kontrol altına almak, adet düzenini sağlamak, yumurtlamayı düzene koymak ve uzun vadede diyabet, kalp hastalığı ve rahim kanseri gibi riskleri azaltmaktır. Yaşam tarzı değişiklikleri ve kilo kontrolü tüm PKOS’lu hastaların tedavisinin temelini oluşturur. Dengeli bir diyet ve düzenli fiziksel aktivite ile ideal kiloya yaklaşmak hem kendiliğinden gebelik şansını artırır hem de ilaç tedavilerinin etkinliğini yükselterek üreme ve metabolik belirtilerin iyileşmesini sağlar.
Nitekim PKOS, kadınlarda kronik yumurtlayamamaya bağlı infertilitenin en önde gelen nedenlerinden biridir.
Polikistik Over Sendromu (PKOS), üreme çağındaki kadınların yaklaşık %6–13’ünü etkileyen yaygın bir hormonal bozukluktur. “Polikistik” kelimesi, yumurtalıklarda çok sayıda küçük çaplı folikül (küçük yumurta kesecikleri) bulunması anlamına gelir. Bu foliküller, gelişimini tamamlamamış yumurta hücrelerini içerir. PKOS’ta hormonal denge bozulur ve yumurtalıklar normalden fazla androjen hormonu üretir. Bu durum, beyinden salgılanan üreme hormonlarındaki dengesizlik ve insülin direnci ile birleşerek yumurtlamanın düzensiz olmasına yol açar.
Sonuç olarak, düzenli yumurtlama gerçekleşmediği için adet döngüsü bozulur ve kadının gebe kalması zorlaşabilir.
PKOS Tanısı Nasıl Konulur?
PKOS belirtileri genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar, ancak zaman içinde dalgalanma gösterebilir. PKOS tanısı, belirli klinik bulguların bir arada değerlendirilmesiyle konur. Tek bir test ile teşhisi mümkün değildir; hastanın şikayetleri, fizik muayene bulguları, laboratuvar testleri ve görüntüleme sonuçları birlikte ele alınır.
Yaygın olarak kullanılan kılavuzlara göre, aşağıdaki üç özelliğin ikisinin varlığı PKOS tanısını güçlü şekilde destekler:
Yüksek Androjen Belirtileri veya Seviyeleri
Yüz ve vücutta aşırı tüylenme, akne veya erkek tipi saç dökülmesi ve/veya kanda testosteron gibi androjen hormon düzeylerinin yüksek bulunması.
Bu değerlendirme yapılırken benzer belirtilere yol açabilecek diğer hormonal hastalıkların (örneğin tiroit bozuklukları, prolaktin yüksekliği, böbrek üstü bezi hastalıkları gibi) dışlanması gerekir.
Adet Düzensizliği
Oligomenore (seyrek adet görme, genellikle yılda 6’dan az adet) veya amenore (adetlerin 3 döngü veya 6 ay boyunca tamamen kesilmesi) biçiminde menstrüel düzensizliklerin görülmesi. Yani yumurtlamanın olmaması veya seyrek olması bulgusu.
Bu tanı konulmadan önce, benzer şekilde adet düzensizliği yapabilecek diğer durumlar (örneğin erken menopoz veya prolaktin yüksekliği) dışlanmalıdır.
Polikistik Over Görünümü
Ultrason incelemesinde yumurtalıklardan en az birinin polikistik yapıda olması, yani her bir yumurtalıkta çok sayıda (tipik olarak 20’den fazla) küçük çaplı folikülün görülmesidir.
Ultrasonografide yumurtalıklar genellikle hafifçe büyümüş ve içlerinde “inci tanesi” gibi dizilmiş foliküller ile karakterizedir. Bu görüntü, PKOS için karakteristik olsa da bazı kadınlarda PKOS olmasa bile görülebileceği gibi, bazı PKOS’lu kadınlardada ultrasonda tipik görünüm olmayabilir. Bu nedenle tanıda ultrason bulgusu diğer kriterlerle birlikte değerlendirilir.
Bütün bu değerlendirmeler, benzer belirtiler veren diğer hastalıkları dışlamak ve doğru tanıya ulaşmak için yapılır. PKOS, genellikle dışlama tanısıdır; yani diğer olası nedenler dışlandıktan sonra bu sendromun varlığı ortaya konur.
PKOS’lu Kadınları Bekleyen Riskler Nelerdir?
PKOS’un bazı riskleri, kadının düzenli yumurtlamamasına bağlıdır. Yumurtlama gerçekleşmediğinde, bu durum normal hormon döngüsünü bozar ve rahim iç tabakasının progesteron olmadan sürekli östrojen maruziyetine neden olmasına yol açar.
Çünkü progesteron seviyeleri yumurtlamayla birlikte artar. Bu durum, rahim iç tabakasının aşırı kalınlaşmasına ve anormal kanamalara neden olabilir.
Aynı zamanda rahim kanseri veya kanser öncesi değişikliklere de yol açabilir.
PKOS’lu kadınlarda metabolik sendrom da yaygındır. Belirtileri arasında şunlar yer alır:
- Karın çevresinde fazla kilo
- Yüksek kolesterol
- Yüksek tansiyon
- İnsülin direnci / şeker hastalığı (diyabet)
Bu belirtilerin her biri kalp hastalığı riskini artırır.
PKOS’lu Kadınlarda İnfertilite Nasıl Tedavi Edilir?
PKOS’lu kadınlarda infertilite, yumurtlamanın (yani yumurta üretimi ve salınımı) gerçekleşmemesinden kaynaklanır. Yumurtlama, ağızdan alınan ilaçlarla uyarılabilir.
Örneğin klomifen sitrat, yumurtlamayı teşvik etmek için ağızdan alınan bir ilaçtır. Letrozol de yine ağızdan kullanılan başka bir ilaçtır ve özellikle PKOS’lu kadınlarda faydalı olabilir.
Eğer ağızdan verilen ilaçlar etkili olmazsa, gonadotropin adı verilen ve yumurta gelişimini uyaran enjeksiyon şeklindeki doğurganlık ilaçları uygulanabilir. Bu enjeksiyon tedavisi, daha yoğun bir takip gerektirir; hasta düzenli olarak ultrason kontrollerine çağırılarak gelişen folikül sayısı ve boyutları izlenir, çünkü birden fazla yumurta gelişip çoğul gebelik riski veya nadiren “Ovaryen Hiperstimülasyon Sendromu” (OHSS) riski olabilir.
İnsülin duyarlılığını artıran metformin gibi ilaçlar, vücudun insülini daha etkili kullanmasına yardımcı olarak yumurtlamayı da iyileştirebilir. Bu tedavi ayrıca diyabet veya metabolik sendrom gelişme riskini de azaltabilir.Eğer diğer tedaviler işe yaramazsa, tüp bebek (IVF) yöntemi PKOS’lu kadınların gebe kalmasına yardımcı olabilir.
Nadir durumlarda, cerrahi tedavi seçenekleri gündeme gelebilir. “Laparoskopik Ovarian Drilling” denilen işlem, genel anestezi altında kapalı yöntemle yumurtalık yüzeyine küçük delikler açarak androjen üretimini azaltmayı ve yumurtlamayı kolaylaştırmayı amaçlar.
Ancak bu invaziv bir yöntem olduğu ve de sonuçları tartışmalı olduğu için, günümüzde çoğu hekim tarafından ilk aşamada tercih edilmez.
PKOS’lu birçok kadın, uygun tedavi ile başarılı bir şekilde gebe kalabilmektedir. Yapılan araştırmalar, PKOS’lu kadınların büyük çoğunluğunun eninde sonunda en az bir çocuk sahibi olabildiğini ve bu oranın PKOS olmayan kadınlara benzer olduğunu ortaya koymuştur.
Gebe Kalmak İstemeyen Kadınlarda PKOS Nasıl Tedavi Edilir?
Tedavi, her kadının ihtiyaçlarına, semptomlarına ve özel durumuna göre düzenlenmeli ve zaman içinde değişebilir.
Eğer amaç doğurganlığı artırmak değilse, hormon ilaçları almak genellikle PKOS belirtilerinin düzeltilmesine yardımcı olur. Kombine oral kontraseptifler (doğum kontrol hapları), aşırı tüylenme ve akneyi azaltmak için sıklıkla kullanılır. Bu ilaçlar ayrıca adet döngüsünü düzenleyebilir, gebeliği önleyebilir ve rahim kanseri riskini azaltabilir.
Eğer kombine hap kullanımı uygun değilse ya da hasta tercih etmiyorsa, sadece progesteron içeren tedaviler alternatif olabilir. Aralıklı olarak verilen progesteron tabletleri ile her 1-2 ayda bir adet kanaması sağlanabilir veya hormonal rahim içi araçlar (örneğin Hormonlu RİA) kullanılabilir. Bu araçlar, rahim iç tabakasını incelterek adet görmeyi ortadan kaldırabilir; bu sayede hem rahim kanseri riski azalır hem de düzensiz kanamalar kontrol altına alınır.
Ancak, progesteron içeren yöntemler tüylenme ve akne gibi androjen fazlalığına bağlı sorunlarda doğum kontrol hapları kadar etkili olmayabilir. Bu nedenle, kozmetik yakınmaları ön planda olan hastalarda ek tedaviler gerekebilir.
Hirşutizm (aşırı tüylenme) ve akne tedavisinde doğum kontrol hapları genellikle ilk 6 ay içinde kısmi bir iyileşme sağlar. Eğer yeterli yanıt alınmazsa, androjenlerin etkisini baskılayan anti-androjen ilaçlar (spironolakton) tedaviye eklenebilir. Ancak bu ilacı kullanan hastaların mutlaka etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanması gerekmektedir.
Kozmetik yöntemler de tedavinin tamamlayıcısıdır. Lazer epilasyon ve elektroliz, istenmeyen tüyleri kalıcı olarak azaltmak için etkili yöntemlerdir. Akne için ise dermatolog önerisiyle medikal tedaviler tedaviye eklenebilir.
Metformin tablet tedavisi, özellikle insülin direnci ya da prediyabeti olan PKOS’lu kadınlarda kan şekeri kontrolüne yardımcı olur ve bazı hastalarda kilo kaybını destekler. Adet düzeni ve hormonal dengede de olumlu etkiler sağlayabilir. Metformin, özellikle doğum kontrol haplarıyla birlikte kullanıldığında daha etkili olabilir.
Unutulmamalıdır ki PKOS tedavisi kişiye özeldir. Her kadının belirtileri ve öncelikleri farklıdır; bu nedenle tedavi planı zamanla değişebilir.
Düzenli doktor kontrolleri, uygulanan tedavilerin etkinliğini izlemek ve yeni yaklaşımlara ihtiyaç olup olmadığını değerlendirmek açısından önemlidir. Böylece PKOS ile sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmek mümkündür.
İLETİŞİM
0 (312) 595 6811-15 / 0 (312) 595 7363
ankarauniversitesiusaum
au_usaum
usaumautf
BİZİ ZİYARET EDİN
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD, 06100, Mamak, Ankara